Asıl konumuza gelince hepimiz çocuk sahibiyiz. Olmayanlar ise ileride olacaklardır. Çocuklarımızı büyütürken yaptığımız davranışların, onların gelecekteki yaşamlarını nasıl etkilediğinin bilmem farkında mıyız.? Aşağıda benim ilgimi çeken ve sizlerle paylaşmak istediğim iki kısa hikaye. Buyrun :))
"Kapı komşum David'in beş ve yedi yaşında iki çocuğu var. Bir
gün yedi
yaşındaki oğlu Kelly'ye benzinle çalışan çim biçme makinasıyla
nasıl çim biçildiğini öğretiyordu. Makinayı çim üzerinde nasıl döndüreceğini
öğretirken eşi Jan, David'i bir soru sormak için içeri çağırdı. David içeri
girince, Kelly makinayı çalıştırdı ve çimlerin ortasındaki çiçek tarhına daldı.
Çiçek tarhı bir anda mahvolmuştu. David döndüğünde gördüğü manzara karşısında
çılgına döndü. Bütün komşuların çok beğendiği, büyük emek vererek elleriyle
yaptığı çiçek tarhı yoktu artık. David tam sesini yükseltmeye başlamıştı ki,
Jan dışarıya çıktı ve Davide ''David, çiçek değil, çocuk yetiştirdiğini
unutma!'' dedi.
Jan bu sözleriyle bize ana baba olarak önceliklerimizin ne
olduğunu çok güzel hatırlatmıyor mu? Çocukların kendileri ve benlik saygıları,
kırabilecekleri ya da hasar verebilecekleri herhangi bir fiziksel nesneden çok
daha önemlidir. Bir futbol topunun kırdığı bir cam, dikkat edilmediği için kırılan
bir lamba ya da mutfakta elden kayıp, kırılan bir tabak zaten kırılmıştır.
Çiçekler zaten ölmüştür. Verilen bu zararı, bir de biz çocuğumuzu inciterek, yaşam
sevincini öldürerek iki katına çıkartmayalım.
Geçenlerde
ünlü bir araştırmacı bilimadamı hakkında bir öykü dinledim. Bir bilimadamının
tıp konusunda yeni ve çok önemli buluşları olmuştu. Bir gazete muhabiri
röportaj yaparken kendisine, ortalama bir insandan nasıl olup da daha farklı ve
yaratıcı bir insan olduğunu sormuş.
Kendisini diğerlerinden ayıran özellik neymiş? Bilimadamı bu soruyu ''iki
yaşındayken annem ile yaşadığım bir deneyim nedeniyle'' diye yanıtlamış.
Bilimadamı buzdolabından süt şişesini çıkartmaya çalışırken, şişe elinden kayıp yere düşmüş ve ortalık süt gölüne dönmüş. Annesi mutfağa geldiğinde, ona bağırmak, söylenmek ya da cezalandırmak
yerine, ''Robert, ne kadar güzel bir hata yaptın! Daha önce bu kadar büyük bir süt gölü görmemiştim. Evet, olan olmuş. Şimdi birlikte burayı temizlemeden önce biraz yerdeki sütle oynamak ister misin?'' demiş. O da eğilip, oynamış yere dökülen sütle. Birkaç dakika sonra annesi, ''Robert, bu tür bir şey yaptığında, bunu senin temizlemen ve herşeyi eski haline getirmen gerektiğini biliyorsun değil mi? Bunu nasıl yapmak istersin? Sünger mi kullanalım, bir havlu ya da bir bez mi? Hangisini istersin?'' demiş. Robert süngeri seçmiş ve birlikte yere dökülen sütü temizlemişler. Daha sonra annesi, ''Biliyor musun, burada yaşadığımız olay, senin iki minik elinle bir süt şişesini taşıyamadığın kötü bir deneyimdi. Şimdi arka bahçeye çıkalım ve şişeyi sula doldurup, senin dolu bir şişeyi düşürmeden taşımanı sağlayalım'' demiş. Küçük çocuk şişeyi boğazından iki eliyle tutarsa, düşürmeden taşıyabileceğini öğrenmiş. Ne güzel bir ders! Bu ünlü bilimadamı daha sonra, o anda bir hata yaptığı zaman bundan korkmaması gerektiğini öğrenmiş. Yapılan hataların yeni birşeyler öğrenmek için çok güzel fırsatlar olduğunu anlamış. İşte bilimsel araştırmalardaki deneyler de bu temele dayanır zaten. Bir deney başarısız olsa bile, o deneyden çok değerli bilgiler elde edilir. Bütün annebabalar çocuklarına, annesinin Robert'a davrandığı gibi davransalar çok daha iyi olmaz mı?
yerine, ''Robert, ne kadar güzel bir hata yaptın! Daha önce bu kadar büyük bir süt gölü görmemiştim. Evet, olan olmuş. Şimdi birlikte burayı temizlemeden önce biraz yerdeki sütle oynamak ister misin?'' demiş. O da eğilip, oynamış yere dökülen sütle. Birkaç dakika sonra annesi, ''Robert, bu tür bir şey yaptığında, bunu senin temizlemen ve herşeyi eski haline getirmen gerektiğini biliyorsun değil mi? Bunu nasıl yapmak istersin? Sünger mi kullanalım, bir havlu ya da bir bez mi? Hangisini istersin?'' demiş. Robert süngeri seçmiş ve birlikte yere dökülen sütü temizlemişler. Daha sonra annesi, ''Biliyor musun, burada yaşadığımız olay, senin iki minik elinle bir süt şişesini taşıyamadığın kötü bir deneyimdi. Şimdi arka bahçeye çıkalım ve şişeyi sula doldurup, senin dolu bir şişeyi düşürmeden taşımanı sağlayalım'' demiş. Küçük çocuk şişeyi boğazından iki eliyle tutarsa, düşürmeden taşıyabileceğini öğrenmiş. Ne güzel bir ders! Bu ünlü bilimadamı daha sonra, o anda bir hata yaptığı zaman bundan korkmaması gerektiğini öğrenmiş. Yapılan hataların yeni birşeyler öğrenmek için çok güzel fırsatlar olduğunu anlamış. İşte bilimsel araştırmalardaki deneyler de bu temele dayanır zaten. Bir deney başarısız olsa bile, o deneyden çok değerli bilgiler elde edilir. Bütün annebabalar çocuklarına, annesinin Robert'a davrandığı gibi davransalar çok daha iyi olmaz mı?
4 yorum:
Blogun hayırlı olsun. Eminim bize güzel bilgiler verip, keyifli yazılar okutacaksın.
sevgiler
:) çok teşekkür ederim. sayende güzel bir blog olacağına eminim.
Blogger'a hoş geldin bro, :)
Kütüphanen genişledikçe, sistem oturdukça ve izleyiciler arttıkça bu bir yaşam tarzına dönüşecek. Çok eğleneceğinden şüphem yok ;) Sana tavsiyem yorumlar için kelime doğrulamayı kaldır zira insanlar çok çabuk sıkılıyor. Onay mekanizması olsun ama kelime olayı gereksiz. Yorumlar az kalmasın. Başarılar :)
Sevgili CEM AKYÜREK,
İyi dilekleriniz için çok teşekkürler. Tavsiyeleriniz benim için çok değerli. Kelime doğrulamayı kaldırdım. Sevgiyle kalın...
Yorum Gönder